Counter

31 Mart 2013 Pazar

Aranan Tarifler Bulundu :)

Her telden çalan hobili girişimci anne, bu pazar günü de mutfağından seslenmeye karar verdi. Çünkü yıllardır aradığı kurabiye ve poğaça lezzetlerini buldu, ikisini de aynı günde üstelik. Şaka gibi... 

Yemek blogu değilim tamam ama yemeyi yedirmeyi pek seven; evini kurabiye, kek kokuları ile doldurmayı daha da seven, hepimiz gibi mecburiyetten yaparken daralan ama keyifle mutfakta vakit geçirmeye bayılan bir kadınım neticede.  Hamurla muhabbete de bayılırım. Kimi zaman sürekli yapar kimi zaman uzun aralar veririm. Bunlar uzun aradan sonra ilk. 

Sözü çok uzatmadan tariflere geçeyim: 

28 Mart 2013 Perşembe

Allah düşürmesin.

Geniiiş anlamlı bu iki kelimeyi tam da anlamı üzerine kullanıyorum ki yaşamayan bilmez Allah düşürmesin. Düştüm ordan biliyorum. 

Biliyorsunuz tez canlı, hafif panik, hiç bir şeye yetişemiyorum diye bıdılayıp hızlı hareket etmeye takık bir bünye olarak namım yürüdü. 

21 Mart 2013 Perşembe

Başlamak için GÜZEL bir gün,

İnsan en yoğun zamanlarında en verimlidir ve en güzel işler, çalışmalar bu dönemlerde çıkar bence. Yine ahkam mı kesiyorum iki arada bir derede yoksa :)

Mesleğim tasarım ile alakalı, 
el işlerine ve hobilere yatkın, 
boş duramayan, elleri dursa kafası durmayan,
bir süredir evde ve işsiz görünen ben;
sürekli vakitsizlikten yakınsam ve zaman planlamasını kızımın ellerine teslim etmiş olsam da uzun süredir kafamı kurcalayan rüyalarıma bile giren bu hayalimi(planımı) hayata geçirmek istedim. 

O nedenle başlamak için güzel bir gün. 


İşte karşınızda 



Burada yaptıklarımı sizinle paylaşmak istiyorum. Hobili anne olmaktan girişimci anne olmaya doğru adım atıyorum hayırlısıyla. 

Sessiz ve derinden yürüttüm çalışmalarımı farkındayım. Yakın zamanda da açamayacaktım belki kararsızlık, acabalar vs ama onlar kendilerini biliyor diyeceğim bazı blogger arkadaşlarım o kadar teşvik ettiler, o kadar ittirdiler ki sağolsunlar işte yaptım :)

Siz beni tanıyorsunuz artık, azimliyim, inatçıyım, sabırlıyım, 
malzemelerim, hayal gücüm ve fikirlerim dışında keçe, polar, yün, merserize, her tür kumaş, dikiş ipliği, aklınıza gelen gelmeyen bıdı bıdılar, 
alet edevatım da ellerim, dışında kalem, kağıt, makas, tığ, şiş ve daha bir sürü 'şey'. 

Bu arada benim yaptıklarım dışında Lara' nın babaannesinin de katkıları var dükkana ki o ürünlerde bunu özellikle belirttim. Emek hırsızlığı olmasın, bu konuda çok hassasım :) 

Hadi o zaman açtım dükkanımın kapısını ardına dek. Almak şart değil, uğrayın siz, atarız dükkan önüne sandalyeleri çay içeriz güneşe karşı, laflarız. 

Hepinize güneşli günler, 

15 Mart 2013 Cuma

Sakin olun herşey kontrol altında...

Bir "Allah' ım hayat ne kadar zor benden de adam olur mu ki" yazısı üzerine, "neden, neyim varmış ki benim, fevkalade pozitif şeker gibi de insanım, ayrıca o kadar kusur kadı kızında da olur" yazısı iyi gider dedim geldim. 

Bu demek değildir ki beni ciddiye almayın, eserliyim gelir giderler bana (olabilir aslında kim öyle değil ki) ama anlarsınız işte uykusuzluk, yorgunluk, sorumluluklar, bilen bilir fazla vicdan sahibi bir insanda bu şekil tezahür edebiliyor. Yoksa tanıyıp tanıyabileceğiniz en pozitif ve matrak insan olmaya adayım ki ben (adayım dedim uzatmayalım). 

12 Mart 2013 Salı

Fırça-kıyamet, işler-güçler, dökül-toplan...

"Yaşamak ne güzel şey Tarant-Babu" demiş ya büyük şair, üstüne söz söylenemeyen üslubu ile büyük büyük ama naifliğinden ödün vermeden... 

Bugünlerde bu mısralar parça parça aklımda, hatırlayabildiğimce dilimde ama çoğu zaman deforme... 

Mesela: 
Yaşamak ne zor şey, ne karışık şey, ne ağır şey, ne şaşırtıcı şey, ne rutin şey, ne menem bir şey....

10 Mart 2013 Pazar

Neredeyim onu anlatıyordum ?

Neredeyim diyordum dimi. Şubat ayı için doğum günü hazırlıkları dışında farklı planlarım da vardı ancak evdeki hesap yine ve yeniden çarşıya uymadığından koca ayı bir kaç ufak tefek ekstra dışında hazırlıklarla tükettim. 

Şimdi böyle söylüyorum diye sanmayın ki kocaman bir parti organize ettik, dillere destan hazırlıklar yapıldı, nümayişler, 40 gün 40 gece falan feşmekan; tabi ki hayır. Tam anlamı ile aile içinde küçücük bir kutlama idi ama misafirlerimiz kıymetliydi. Anneanne, babaanne, teyze, dede hep şehir dışından geldiklerinden ilk doğumgünümüz, adına şanına yaraşır bir şekilde, doğum zamanı olduğu gibi aile içinde yaşandı. Evdeki samimi kalabalık ve trafik Lara' nın sosyalleşmesi için harika bir fırsat oldu. Yabancılama dönemini de bu şekilde biraz yumuşatmış olduk. Bu kadar küçücük eve nasıl sığdığımızı sorarsanız sormayın derim. 

Nereden nereye neredeyim ben?

Kaç kere kurmuşumdur bu cümleyi onu düşündüm ilkin, "hiç aklıma gelmezdi bunu söyleyeceğim" şeklinde ama oluyor işte, o nedenle büyük konuşmamak lazım hiç (diye kendime öğüt veriyorum yine). Eski yazılarımı okurken Lara ile ilgili, güldüm kendime, bazı cümlelerime...

Büyüdü yahu, hem de pek hızlı büyüdü, koca bir yılı devirdi.. 

Evet klişe bir söz ama başka nasıl ifade edilir bilmiyorum zaman çok hızlı geçiyor, daha dün gibi karnımdaki varlığını kutladığımız gün, kucağımızda Lara ile eve dönüşümüz ve O' na dair onunla yaşadığımız herşey. Şimdi de bir yılı devirmiş, her gün bir öncekinden farklı, hergün bir öncekinden büyümüş olarak ikinci yaşa hazırlanıyoruz... 

Yazacak çok şey var ama ne kadarına vakit olur bilmiyorum. Şimdi uyurken Lara elimden geldiğince özetlemek istedim yokluğumda neler oldu. 

Diğer yazılardan

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...